Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the acf domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/ersinbak/domains/ersinbakirci.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6121
Kişisel Gelişim – Ersin Bakırcı
ÖzBakım

Öz Bakım

Günlük hayatın koşuşturması içinde kendimizi unutmak çok kolay. Dengede ve mutlu bir hayat sürmek için kendine bakım vermek (öz bakım) önemli konulardan. İşte bunun için bazı öneriler :

1-İç gözlem yapmak ve kendini yansıtma; kişinin kendi düşüncelerini, duygularını ve eylemlerini dürüst ve eleştirel olmadan gözlemlemek ve bunlardan sonuçlar çıkarma sanatıdır. Bu bize kendimiz hakkında değerli iç görüler verecektir.

2- Yaşam dengesi ; tatmin edici bir yaşam için hayatının çeşitli alanlarındaki ( iş, kariyer, aile, para, ilişkiler vb.) dengesizlikleri görmek ve bunları dengelemek, iş-yaşam dengesi oluşturmak önemli bir konudur. ( Bunun için bir Koç’tan yardım alabilirsiniz)

3- Kendini dinlemek; Her gün bir kaç kere zamanı durdurun ve o anda ne yaptığınıza, ne düşündüğünüze ve nasıl hissettiğinize bir bakın. Sonra neye ihtiyacınız olduğunu anlamaya çalışın. Mümkünse o ihtiyacı karşılayın. Belki 5 dakikalık bir mola iyi gelir.

4- Sınırları belirlemek; kişisel bakımın bir parçası da kendi sınırlarını tanımak, bunlara saygı duymak ve bunları gerektiğinde başkalarına anlatabilmektir. ( bunalmış hissettiğinizde bunları tanımak ve gerektiğinde “hayır” diyebilmek için bir Koç’tan yardım alabilirsiniz)

5- Toksik ilişkilere son vermek; bazı ilişkiler hayatımızı zenginleştirirken, bize enerji verirken, bizi beslerken büyütürken bazıları tam tersi olabiliyor. Bun insanlarla nasıl başa çıkmanız gerektiğini düşünmek iyi olabilir. Unutmayın: Jim Rohn’un dediği gibi Birlikte olduğumuz beş insanın ortalaması kadarız.

6- Sınırlayıcı inançlarla çalışmak ; sahip olduğumuz olumsuz ve sınırlayıcı inançlar bizim erken yaşlardan getirdiğimiz, aslında bize ait olmayan, sonradan edinilmiş bir yaşamın parçalarıdır. Bunları farketmek ve bunlardan özgürleşebilmek, yeni bakış açıları geliştirmek bizim için güzel bir hediye olur.

7- Kabul; kendini ve olanı olduğu gibi kabul etmek zorlandığımız konulardan olabilir. Gerçek kişisel bakımın önemli parçalarından biridir. İçsel konuşmalarınıza ve içinizdeki “yargıca” dikkat edin. Sizi eleştiren ve yeterince iyi olmadığınızı söyleyen bu sesleri farketmek, izlemek, onun peşinden gitmemek için çalışabilirsiniz. Kim olduğunuzla barışmaya çalışın.

8- Gerçek Benliğinizi yaşamak; varlığımızın özüne, gerçek değerlerimize, asli kendiliğimize ulaşmak için çalışmalıyız. Gerçek tatmini, gerçek mutluluğu ve gerçek varlık hissini bulabileceğimiz yegane yer orası. Dışarda aradığımız her şey aslında kendi içimizde ve bizde saklanmış. Oraya ulaşmak çabaların en kıymetlisi. Gerçek benliğinizi yaşamak, gerçek kişisel bakımın nihai yoludur.

* Meditasyon yapmak, esnekliği geliştirmek, sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, zaman yönetimi, önceliklerin belirlenmesi gibi konuları da buraya eklemelidir kuşkusuz. Sizin aklınıza gelenler varsa paylaşabilirsiniz.

** Zaman kavramı başka bir konu ama “Yoksa siz de bütün bunlar için zamanı olmayanlardan mısınız ” ???

*** Tatmin edici ve mutlu bir hayat için bu konuları bir Koç ile beraber ele almak, çalışmak ve ilerlemek iyi bir seçim olabilir.

1554707857-gercek-disi-beklentileri-olan-bir-yoneticiyle-nasil-calisirsiniz-jpg

Gerçekçi Olmayan Beklenti

İnsanın hem kendiyle olan iletişiminde, hem ailesi ve ikili ilişkilerinde hem de iş dünyasında en önemli engellerinden biri ” Gerçekçi Olmayan Beklentiler” sanırım.

Birine daha iyisini yapabileceğini söylediğinizde o da potansiyelini zorluyor ve daha iyisini yapıyor. Tam tersi söylem ve beklendi benzer şekilde düşük sonuçlar çıkarıyor ,gelişimi ve potansiyeli engelleyebiliyor.

Mesela sınıfında dersini ilgiyle dinleyen öğrencilerin olduğu bir ortamda öğretmenin öğrencileri için daha fazla çabaladığını görmek mümkün. Öğrencilerin öğretmenden beklentisi arttıkça öğretmenin potansiyeli de artıyor.

Bunun gibi yöneticiler şirketlerinde potansiyelinin daha yüksek olduğunu düşündüğü birine daha fazla sorumluluk yükleyip beklentilerini yükselttiğinde, bunu ifade ettiğinde, kişinin kendisini geliştirme olanakları sağladığında performansının arttığı görülüyor.

Daha geniş olarak tüm hayatımızı etkileyen bir döngüden bahsetmek mümkündür. Buna Pygmalion Etkisi deniyor.

Yani işin özü birinin, çocuğumuzun, iş arkadaşımızın vs. potansiyelini görebilir ve onlara yapabilecekleri şeyler konusunda destek olur ve yönlendirirsek gerçek potansiyellerini gerçekleştirmelerine olanak sağlayabiliriz.

Peki aşırı yüksek yada gerçekçi olmayan beklentilere girildiğinde ne oluyor :

Bu durum önce hayal kırıklığı oluşturuyor, öfke ve kutuplaşma oluşturuyor. Sonra tembellik yada bir şey yapmama, sonra kendini suçlama ve pişmanlık, sonra da inançsızlık ve şüphe. Böyle bir döngü çıkıyor karşımıza.

Dolaysıyla hayatın her alanında olduğu gibi burada da bir denge halinden bahsetmek ve dengeli bir bakış açısına sahip olmanın önemli olduğunu söylemek gerekiyor.

DENGE

OLMAK, YAPMAK, SAHİP OLMAK

Hayatın rekabetçi yapısının öğrettiği bir “OLMA” modeli var. O da: önce sahip olacaksın, sonra olacaksın…

  • Önemli ve değerli olman için : başarılı olmalısın, iyi kazanmalısın, iyi bir evde oturmalısın, iyi bir araban, telefonun imkanların vs. olmalı. Önce bir şeylere sahip olmalısın ki mutlu olasın, neşeli olasın…Bu da bizi aksiyon halinde olmaya, sürekli koşmaya, sürekli “Yapma” ya itiyor. Ömür boyu bu tuzağın içinde yüzüyoruz. Çaba tuzağı. Sürekli bir şekilde daha fazlasına sahip olmak için daha fazla yapmak. Sonuç : Stres, kendinden kopukluk ve anlam kaybı…
  • Temel soru : Neye sahip olmak istiyorsun?
  • Bütün bu sahip olma arzularını bıraksan nasıl olurdu ?

Bir gün yaşadıklarımız bize tat vermemeye başladığında kendimize şu soruyu sorabiliriz :

Tüm bunları kim için ve ne için yapıyorum? ve arkasından farkındalık gelebilir :

Anlamlı ve doyum içinde bir hayat için aslında odaklanılması geren ” OLMA- YAPMA-SAHİP OLMA”

Önce olma halini deneyimlemek. Yani önce olmak. Kendi içimize dönmek. Kendini olduğu gibi kabul etmek, kendinden hoşnut olmak, kendini sevmek, kendinin bir öz değeri olduğunu bilmek. Olmak için illa bir eylem gerekmediğini bilmektir. Dikkati kendimize çevirmemiz, dışardan beklediklerimizi kendimize vermemizdir.

Sahip olduklarımız yada olmasını istediklerimiz yerine içimize odaklanmak. İhtiyacımız olan her şey içimizde var. Bunları görerek şükretmek iyilik hali için kendimize verdiğimiz güçlü bir mesaj olacaktır. Sürekli çabalama tuzağından çıkmaya çalışmalı ve kendiliğimize sahip çıkmalıyız.

Bunun için bütünsel bir varlık olduğumuzu unutmayalım. Bedensel, Zihinsel, Duygusal ve Ruhsal olarak bir denge halinde olmamız önemli. Her biri birbiriyle ilişkili çalışıyor. Birinde bir sıkıntı varsa diğerleri de etkileniyor. Örneğin bedensel bir sıkıntı yaşıyorsak bu zihinsel ve duygusal olarak ta bizi etkiliyor. Günlük koşturmacalar içinde enerjimizi bir yada birkaç alanda harcıyor olabiliriz. Burada bir farkındalık geliştirerek en az önem verdiğimiz alan kadar dengede olabileceğimizi ve hepsini önemsememiz gerektiğini unutmayalım.

Burada belki yine temel bir soruyla bitirmek iyi olabilir : Ben ne olmaya çalışıyorum ?

58_GI_533296129_bdStudios_2x1

Hedef Belirlemenin 5 Altın Kuralı

Beş yıl sonra nerede olmak istediğini düşündünüz mü? Şu anda işteki ana hedefinizin ne olduğu konusunda net misiniz? Bu ayın sonunda neyi başarmak istediğinizi biliyor musunuz?

Başarılı olmak istiyorsanız, hedefler belirlemelisiniz. Hedefler olmadan odaktan ve yönden yoksun kalırsınız. Hedef belirleme, yalnızca hayatınızın yönünü kontrol etmenizi sağlamaz; aynı zamanda gerçekten başarılı olup olmadığınızı belirlemeniz için bir referans noktası sağlar. 

Gelelim kurallara :

1. Sizi Motive Eden Hedefler Belirleyin

Kendinize hedefler koyduğunuzda, sizi motive etmeleri önemlidir: bu, onların sizin için önemli olduğundan ve onlara ulaşmanın değerli olduğundan emin olmak anlamına gelir. Eğer sonuca çok az ilgi duyuyorsanız veya daha büyük resim göz önüne alındığında bunlar ilgisizse, onları gerçekleştirmek için çalışma yapma şansınız zayıftır. Motivasyon, hedeflere ulaşmanın anahtarıdır. Hayatınızdaki yüksek önceliklerle ilgili hedefler belirleyin. Hedefinizin motive edici olduğundan emin olmak için, sizin için neden değerli ve önemli olduğunu yazın. 

2. SMART Hedeflerini Belirleyin

Muhtemelen SMART hedeflerini duymuşsunuzdur zaten. ( Daha geniş ele alacağım).  Ama her zaman kuralı uyguluyor musunuz? Basit gerçek şu ki, hedeflerin güçlü olması için SMART olacak şekilde tasarlanmaları gerekir. SMART’ın temsil ettiği şeyin birçok çeşidi vardır, ancak özü şudur – hedefler şöyle olmalıdır:

  • S pecific. –Ne ,Kesin, Net, iyi tanımlanmış
  • M easurable. — Ölçülebilir
  • A chievable. — Ulaşılabilir, Gerçekçi
  • R Elevant. — Alakalı, gitmek istediğiniz yönde
  • T imely. — Zaman Kısıtlı, ulaşılacak zaman

3. Hedeflerinizi mutlaka yazın.

Bir hedefi yazma eylemi, onu gerçek ve somut kılar. Artık bunu unutmak için hiçbir bahanen yok. Yazarken, “isterim” veya “olabilir” yerine “olacak” kelimesini kullanın. Örneğin, “Bu yıl işletme giderlerimi yüzde 10 azaltmak istiyorum” değil , “Bu yıl işletim giderlerimi yüzde 10 azaltacağım ”  İlki tutkudan yoksundur ve size bir bahane sunabilir. Her gün ne yapmak istediğinizi kendinize hatırlatmak için hedeflerinizi görünür yerlerde yayınlayın. Bunları sürekli bir hatırlatma olarak duvarlarınıza, masanıza, bilgisayar monitörünüze, banyo aynasına veya buzdolabına koyun. Her gün ne yapmak istediğinizi kendinize hatırlatmak için hedeflerinizi görünür yerlerde sergileyin. Bunları sürekli bir hatırlatma olarak duvarlarınıza, masanıza, bilgisayar monitörünüze, banyo aynasına veya buzdolabına koyun. 

4. Eylem Planı Yapın

Bu adım genellikle hedef belirleme sürecinde kaçırılır. Sonuca o kadar odaklanırsınız ki, yol boyunca gerekli olan tüm adımları planlamayı unutursunuz. Tek tek adımları yazarak ve ardından tamamladığınızda her birinin üstünü çizerek, nihai hedefinize doğru ilerleme kaydettiğinizi fark edeceksiniz. Bu, özellikle hedefiniz büyük ve zorlu veya uzun vadeli ise önemlidir. 

5. Devam Edin!

Unutmayın, hedef belirleme sadece bir amaca yönelik bir araç değil, devam eden bir faaliyettir. Kendinizi doğru yolda tutmak için hatırlatıcılar oluşturun ve hedeflerinizi gözden geçirmek için düzenli zaman aralıklarını hazırlayın. Varış noktanız uzun vadede oldukça benzer kalabilir, ancak yol boyunca kendiniz için belirlediğiniz eylem planı önemli ölçüde değişebilir. Alaka düzeyi, değer ve gerekliliğin yüksek kaldığından emin olun.

Hedef belirleme, bir şeyin olmasını istediğinizi söylemekten çok daha fazlasıdır. Ne istediğinizi tam olarak tanımlamadıkça ve neden ilk etapta istediğinizi anlamadığınız sürece, başarı şansınız önemli ölçüde azalır. Hedef Belirlemenin Beş Altın Kuralı‘nı izleyerek, güvenle hedefler belirleyebilir ve yapmak istediğiniz şeyi başardığınızı bilmenin getirdiği memnuniyetin tadını çıkarabilirsiniz.

Peki bugün neyi başarmaya karar vereceksiniz?

İletişim

+90 (533) 590 92 15
info@ersinbakirci.com

Hafta İçi: 09:00 - 21:00
Hafta Sonu: 09:00 - 19:00

© 2021 Ersin Bakırcı Koçluk, Danışmanlık ve Eğitim. Tüm hakları saklıdır.